Köşe Yazıları

“Taraf Değil, Çocuk: Boşanmada En Sessiz Kayıp”


Boşanma bir ilişki bitişidir ama aynı zamanda yeni bir aile biçiminin başlangıcıdır. Bu süreçte en çok unutulan gerçek şudur: boşanan anne baba olur, ama çocuk için o iki kişi hâlâ ailesidir.

Danışmanlık sürecinde en sık gördüğüm tablo, çocuğun farkında olmadan “duygusal bir savaşın ortasında kalması.”
Bir taraf, kendi kırgınlığını anlatmak ister; diğer taraf, çocuğun sevgisini koruma telaşındadır.

Ama bu çabanın ortasında çocuk, kimin yanında duracağını bilemez — çünkü her iki taraf da onun “güven alanıdır.”

Küçük yaşta yetişkinleşir.
Birinin gözyaşını silerken diğerinin sevgisini kaybetmekten korkar.
Oysa çocuk, taraf tutmaması gereken tek kişidir.
Bir çocuk için anne de baba da kimliğinin iki yarısıdır.
Biri hakkında kötü konuşulduğunda, aslında çocuğun bir parçası da incinir.
Aile danışmanı olarak her zaman şu gerçeğin altını çizerim:
Çocuk için en sağlıklı boşanma, en az çatışma içeren boşanmadır.
Yani anne ve babanın birbirini sevmesi gerekmez, ama birbirine saygı göstermesi gerekir.
Çocuk bunu hisseder.
Saygının olduğu yerde güven vardır, güvenin olduğu yerde iyileşme başlar.
Anne babalar bazen farkında olmadan “Benim yanımda kalmak istiyor” ya da “Diğerini sevmiyor artık” gibi düşüncelerle kendilerini avuturlar.
Oysa o çocuğun iç sesi bambaşkadır:
“İkisini de seviyorum ama bunu belli edersem biri üzülür.”
Bu cümle, yıllar sonra bile içsel çatışmalara dönüşür.
Yetişkin olduğunda bile sevilmek için birini memnun etmeye, diğerini kaybetmekten korkmaya devam eder.
Boşanma sürecinde atılacak en sağlıklı adım, çocuğa şu mesajı verebilmektir:
“Biz artık birlikte yaşamıyoruz ama seni birlikte seviyoruz.”
Taraf değil, çocuk olunmasına izin verildiğinde; boşanma, yıkım değil, yeniden yapılanma sürecine dönüşür.
Ve işte o zaman, bir çocuğun kalbi ikiye bölünmeden büyümeye devam eder.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu