Köşe Yazıları

ŞEHRİ ANLAMAK

Şehirler. Doğduğumuz, kundağa sıkıca sarılırken ağlama sesleri ile komşuları uyandırdığımız, yaşadığımız, nefes aldığımız, oyunlar oynadığımız topraklar.

Şehirler. Her yaşta farklı keyifler aldığımız, kimi zaman çocuksu göz yaşları ile akıttığımız, kimi zaman genç delikanlılar gibi başı dik yürüdüğümüz yerler.

Şehirler. Gündüzünde adımlarımızı sayarak dolaştığımız, sokaklarında ayaklarımızı sürterek turladığımız, gecelerine sessizce sokulduğumuz, parklarındaki banklara sarıldığımız, sessiz kış gecelerinin karanlığında kaybolduğumuz, seherin rüzgarında uyandığımız mekanlar.

Şehir kendi insanları ile büyür ve gelişir. Bir şehri şehir yapan onun içinde yaşayan ve ona sahip çıkan insanlardır. Mekanları anlamlandıran, değerli kılan, o mekanlarda yaşayan canlılardır. Bir mekânda can var ise nefes vardır. Nefesin olduğu yerde ise hayat vardır.

Bir şehir sembollerle anılır. Sembollerin çokluğu ile değer kazanır. Semboller kendine çeker. Etrafında kümelendirir. Sembollerin hikayeleri ile şehrin tarihi yazılır. İnsan öyküleri sembollerin içinden çıkar. Kimi söz ile kimi saz ile kimi ise kalem ile nesilden nesile aktarılır. Bir yere ulaşım, bir yol tarifi sembollerle anlatılır. Mekânın akışını semboller belirler. Adeta bir rehber gibidir semboller. Eşlik eder bizlere tarih yolculuğunda. Anlatır kendi hikayesini dinleyenlere. Ama bu anlatılanlar kimi zaman başka hikayelerle birleşir. Kendine bağlar dinleyenleri. Bir kuş sesi, bir ağacın yapraklarının çıkardığı hışırtı, daldan sarkan bir meyvenin ağırlığı, etrafa mis gibi kokuları yayan bir çiçeğin güzelliği, duygusal bir tınıyla kaplar şehrin etrafını. Semboller hikayelerinden alır ilhamını. Güftesini yazar uzaklardan gelen bir yabancı, masum ve mahsun bakışları ile.   Şehrin sokaklarında, caddelerinde bir melodiye dönüşür esen rüzgârın sesi. Oluşan melodi bir besteye dönüşür.  Bu beste o şehrin şarkısı olur, türküsü olur, ağıtı olur. Oyun havası olur. Neşesi olur, hüznü olur. Güfte ile beste buluşur, o şehrin sembolü olur.

Şehir görüntülerde yaşar. Görüntü resme dönüşür. Bir fotoğraf karesi ile en değerli kitaplar arasında raflarda yerini alır. Bir sandığın en altında üşür. Bir hatıra kutusunun en üst çekmecesinde neşe bulur. Bir defterin satırları arasındaki anlam bulur. Cümlelerin arasında akan bir gözyaşının ıslaklığının yapışkanlığında hatırat olur. Zihinler karanlığa gömülse de hafızalardan silinse de görüntüler, hatıratlarda yaşar durur.

Bir ahşap evin önünde güneşe bakarken, elini gölgelik yapıp selam verir şehrin kadınları. Kırışmış alınlarının yükü altında bir gülümseme ile karşılık verir şehrin çocuklarına. Fotoğraflardan okunurken görüntüler, o anı anlatır bir yazarın kaleminden. Kalemle buluşunca şehrin siyah beyaz fotoğrafları, hepimizi alıp götürür yıllar öncesinin taş döşeli yollarının kıvrımlarına doğru.

Bir nostaljiye dönüşür şehri anlamak ve anlamlandırmak. Yükselen çok katlı binalar arasında gezinirken, yeniden düşünmek isterken bir şehri, birbirine geçmiş beton yığınları şehre dair anıların oluşmasını engeller. Günün her saatinde gün ışığını kestiğini gördükçe renkli süslemelerin, şehri terk etme isteği biraz daha yaklaştırır şehrin çıkış kapısına doğru insanı.

Şimdi modern zamanlar denilerek ötekileştirilen şehrin insanlarını, modern insan portreleri ve soyut resim tabloları ile sanat galerilerinde anlamak artık mümkün değildir.

Şehrin kapıları kapanmadan, bir şehri yeniden, cadde cadde,  sokak sokak dolaşmanın zamanı geldi artık. Kayıt altına alınması gereken ne varsa eskiye ait, kayıt altına alma zamanı geldi artık. Görmek ve konuşmak gerek. Şehre dair düşünen, yazan ve konuşan insanlarla buluşmak gerek. Unutulmamanın hazzına varmak gerek. Bu şehri anlayan şehrin insanlarından, unutmamak ve unutulmamak için el almak gerek.

Bir kitabın kokusunu hissederek, bir yudum çayın tadını çıkartarak, bir cami avlusunda, ikindi vakti sukut içinde oturmak gerek. Ezan sesi ile irkilerek davudi bir sesle güne başlamak gerek.

Tüm bunların hepimize iyi geleceğini bilmek gerek. Çünkü iyiler, iyi gelir şehre ve o şehri anlamak isteyenlere.

Selam ve dua ile.

Başa dön tuşu