Köşe Yazıları

Ara Tatil: Dinlenmek mi, Yeniden Başlamak mı?

Kasım ara tatili yaklaşıyor.
Kimi öğrenciler için tatil; kimisi için “düzenin bozulduğu” bir dönem gibi görünür.
Oysa eğitim, sadece ders ziliyle başlayıp biten bir şey değildir.
Ara tatil, eğitimin içindeki nefes alma hakkıdır.

Bedenin dinlendiği kadar, zihnin de toparlandığı, duyguların yeniden yerini bulduğu bir dönemdir.
Tatil; çocuğun “kendini unutma” değil, “kendini hatırlama” zamanıdır.
Bir hafta boyunca oyun, aile, doğa, sessizlik, resim, kitap…
Bunlar aslında eğitimin görünmeyen ama en güçlü parçalarıdır.

Biz bazen ölçemediğimiz şeyleri önemsiz sanıyoruz:
Bir çocuğun parkta gördüğü bir karınca, dedesinden dinlediği bir hikâye, annesiyle mutfakta yaptığı bir kek…
Belki de bütün bunlar, okulda anlatılan “hayat bilgisi” dersinin en sahici hâlidir.

Eğitim, Sürekli Bir Devamlılık İster

Ara tatil, “öğrenmenin durduğu” değil, “öğrenmenin şekil değiştirdiği” bir süreçtir.
Öğrenciler için okul dışında da öğrenme vardır ama yönlendirilmezse kaybolabilir.
İşte tam bu noktada biz eğitimciler ve koçlar devreye giriyoruz:

Öğretmen tatili bir “değerlendirme haftası” olarak görmeli: sınıfın ilerleyişini, öğrencilerin ihtiyaçlarını, kendi motivasyonunu gözden geçirme zamanı.

Veli için bu hafta, “çocuğumun sadece ders başarısına değil, ruh hâline de bakayım” haftasıdır.

Koç içinse ara tatil, öğrenciyi yeniden dengeye getirme, hedefleri gözden geçirme, öğrenme motivasyonunu tazeleme fırsatıdır.

Bir ara tatil planı, test kitaplarıyla değil, dengeyle kurulmalı:
Biraz dinlenme, biraz tekrar, biraz keşif.
Çocuğun ilgisini canlı tutacak minik hedefler, başarı duygusunu koruyacak küçük adımlar…

Cumhuriyet’in Çocuklarına Bir Mola

Bu ülkenin çocukları, Cumhuriyet’in mirasçıları.
Her biri Atatürk’ün hayalindeki “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” neslin bir parçası.
Ara tatil, işte o hayalin içinde küçük bir durak.
Çünkü bu kısa molalar, eğitimde sürdürülebilirliğin anahtarıdır.
Yorulan beyin dinlenir, dinlenen beyin öğrenmeye yeniden heves eder.

Ve biz unutmamalıyız:
Eğitimde en büyük başarı, çocuğun öğrenmeye isteğini koruyabilmektir.

10 Kasım bize geçmişi hatırlatır, ara tatil geleceği hazırlar.
Biri duygularımıza yön verir, diğeri enerjimizi tazeler.
Birlikte düşündüğümüzde ikisi de aynı yere çıkar:
Eğitimin insana dokunan kalbine.

Bu hafta çocuklarımızla birlikte hem hatırlayalım hem dinlenelim.
Atamızı saygıyla anarken, onun “fikri hür nesiller” idealine bir adım daha yaklaşalım.
Ara tatili sadece tatil değil, yeniden başlama haftası olarak görelim.

Çünkü eğitim bir çizgi değil, bir dairedir.
Her son, yeni bir başlangıcın habercisidir.
Ve bu Kasım’da, biz yine aynı sözü verelim:
Her çocuğun yüreğine umut, aklına ışık düşürmekten vazgeçmeyeceğiz.
Eğitim Koçu Betül Mülayim

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu